49. Dünya Ekonomik Forumu'na, ticarette korumacılık, iklim değişikliği, eşitsizliğin artması ve küresel sistemin geleceğine ilişkin kaygılar damga vurdu.
İsviçre'nin Davos kasabasında düzenenlenen 49. Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF), ticarette korumacılık, iklim değişikliği, eşitsizliğin artması ve küresel sistemin geleceğine ilişkin kaygılar damga vurdu.
49. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) "Küreselleşme 4:
Dördüncü Sanayi Devrimi Çağında Küresel Yapıyı Şekillendirmek" ana
temasıyla 22-25 Ocak'ta İsviçre'nin Davos kasabasında gerçekleştirildi.
ABD, Rusya, İngiltere ve Fransa gibi küresel ekonominin
etkili liderlerinin katılmadığı Davos Zirvesi geçen yıla göre sönük geçti.
Ülkenin doğusunda dünyaca ünlü kayak merkezindeki Davos Zirvesi'ne 60'tan fazla
ülke devlet başkanı ve başbakan düzeyinde temsil edildi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Brezilya Devlet Başkanı
Jair Bolsonaro, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani, Irak Cumhurbaşkanı Berhem
Salih, Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardem, Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Peru
Devlet Başkanı Paul Kagame, Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Çin Devlet Başkanı
Yardımcısı Wang Qishan ve İngiliz kraliyet tahtının ikinci sıradaki varisi
Cambridge Dükü Prens William önemli katılımcılar olarak ön plana çıktı.
ABD-Çin ticaret savaşları
Liderler, küresel ticarete yönelik en büyük sorunun,
dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı
olduğu konusunda birleşti. İki ülke arasındaki ticaret savaşında yumuşamanın
jeopolitik gerilimlerin azalmasına yol açacağı konusunda görüş birliği oluştu.
Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Borge Brende, kapanışta
yaptığı konuşmada, Dördüncü Sanayi Devriminin yol açtığı sayısız karmaşık
zorlukla mücadele için, WEF’in kamu-özel iş birliği platformu olmaya devam
edeceğini belirtti.
Brende, “En acil küresel sorunları hükümet, iş dünyası ve
sivil toplum arasında eşsiz ortaklıklar olmadan çözemeyiz.” diyerek, herkesin
güvenini kazanmak ve onurunu korumak için “birleşik küresel eylem çağrısında”
bulundu.
Sözler verildi
Bu yılki zirvede plastik atıkla mücadele, zihinsel ve ruhsal
sağlık sorunların üstesinden gelinmesi, elektronik atıkların azaltılması,
yeniden kullanılabilir ambalajların artırılması, sürdürülebilir tüketim ve
üretim ve antimikrobiyal direnç konusunda fonların ayrıldığı girişimler
açıklandı ve taahhütler verildi. Gelişmekte olan ülkelerde gençlerin
güçlendirilmesi ve yeteneklerinin geliştirilmesi, engelli insanların ekonomiye
katılımcılığının artırılması, e-ticaretin genişletilmesi, önemli altyapıların
siber ataklara karşı korunması ve çatışmaların sonlandırılması da taahhütler
arasında yer aldı.
WEF’in amacı sorgulanıyor
Dünyanın en güçlü, ünlü ve varlıklı insanların katılımıyla
her yıl yapılan Davos Zirvesi, bu yıl iş dünyasından finansa, politikadan sivil
topluma yılda 3 binden fazla dünya elitini bir araya getirdi.
WEF amacını, "dünyanın durumunu iyileştirmek"
olarak tanımlarken, bu yıl, WEF’in amacını ne kadar yerine getirdiğine dair
medya ve sivil toplum kuruluşları tarafından yöneltilen sorular ve eleştiriler
dikkati çekti.
Dünya elitlerinin Davos gibi küçük ve çetin kış şartlarının
yaşandığı bir kasabada lojistik açıdan zor şartlar altında bir araya
getirilmesi de sorgulanır hale geldi. Zirve boyunca konaklama fiyatları el
yakarken, katılımcıların pek çoğu Davos'a saatlerce uzaklıktaki dağlık bölgede
alternatifler aramak zorunda kalıyor.
Batılı ülkeler Kaşıkçı cinayetini kapattı
Suudi Arabistan, WEF’in Davos zirvesine şimdiye kadarki en
güçlü delegasyonlarından birini gönderdi. Uluslararası şirketlerle ve batılı
ülkelerle dünyayı sarsan gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrası ilişkileri
düzeltmeye çalıştı.
Suudi delegasyonu, siyasi ve iş liderleri ile kapalı kapılar
ardında toplantılar yaparak, şirketlere ve batılı siyasi liderlere ülkelerinin
ne kadar "küresel bir yatırımcı" ve "petrol zengini"
olduğunu anlattı.
Bazı batılı liderlerin, "Kaşıkçı cinayetini” bir kenara
iterek, Riyad ile ekonomik ilişkilerini yeniden normale döndürme kararı
aldıklarını açıklamaları dikkat çekti.
"Türkiye, önemli bir uluslararası aktör"
WEF yetkilileri, Türkiye’nin bu yeni dönemde çok önemli bir
rol oynadığını belirtirken, “Türkiye, önemli bir uluslararası aktör ve bölgede
güçlü bir etkiye sahip. Bu sadece hızlı büyüyen bir G-20 ekonomisi olduğu için
değil, aynı zamanda güçlü kültürel, tarihi ve siyasi köklerinin yanı sıra
Boğaziçi Köprüsü gibi Batı'yı Doğu'ya veya Doğu'yu Batı'ya bağlayan kendine
özgü konumu var.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Türkiye'nin, dinamik ve genç nüfusu, girişimci geleneği ve
teknolojik gelişime olan ilgisi ile büyük bir potansiyele sahip olduğunun altı
çizilirken, WEF’in bilim ve teknolojinin küresel kamu yararına uygulanmasını
hızlandırmak için Türkiye ile daha yakın çalışmayı hedeflediği ifade ediliyor.
Ayrıca, Davos toplantılarına Türkiye’yi temsil eden Hazine
ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın devlet başkanlarına verilen yemeğe alınması
Türkiye’ye verilen önemin diğer bir göstergesiydi.
Bakan Albayrak, zirvede yaptığı temaslardan duyduğu
memnuniyeti dile getirirken daha Türkiye'ye dönmeden piyasalarda olumlu bir
hava oluştuğunu vurguladı.
Azebaycan- Ermenistan görüşmesi
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan
Başbakanı Nikol Paşinyan, zirvede Dağlık Karabağ sorunu konusunda görüştü.
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen zirveye katılmasına
rağmen açık bir oturum veya panele katılmadı. Pedersen bazı liderlerle perde
arkasında ikili temaslarda bulunurken, Suriye konusu bu yıl Davos'ta gündemin
dışında kaldı.
Liderlerin mesajı
Her yıl çok sayıda dünya liderinin katılımı ile gerçekleşen
zirveye bu sene ABD Başkanı Donald Trump, İngiltere Başbakanı Theresa May,
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron kendi ülkelerindeki sorunlardan dolayı
zirvede yer almadı.
Özellikle ABD Başkanı Trump'ın zirveye tek bir bakan dahi
göndermemesi medyanın en çok konuştuğu konulardan biri oldu.
Japonya Başbakanı Shinzo Abe, ülkesinin G20 başkanlığında,
küresel veri yönetimi için çalışma taahhüdünde bulunurken, Almanya Başbakanı
Angela Merkel, küresel sorunlara çözüm bulmada "çok taraflılığın" ve
"uzlaşmacı" yaklaşımın önemini vurguladı.
Milli menfaatlere sıra geldiğinde, herkesin "milli
menfaati" olduğunun hatırlanmasını isteyen Merkel, "kazan-kazan"
stratejisinin uluslararası politikaya rehberlik etmesi gerektiğini vurguladı.
Merkel, "Küresel yapı, ancak uzlaşmaya hazırsak çalışabilir"
ifadesini kullandı.
Almanya'nın üç büyük zorlukla karşı karşıya kaldığına işaret
eden Merkel, bu zorlukları "sürdürülebilir enerjiye geçiş",
"dijital altyapının oluşturulması" ve "daha etkili göç
yönetimi" olarak sıraladı.
Çin Devlet Başkan Yardımcısı Vang Çişan ise uluslararası
düzenin ciddi tehdit altında olduğunu vurgulayarak, "Birçok ülkede artan
dengesizliklerle başa çıkmak için birlikte çalışmalıyız." dedi.
BM'den korkutan iklim değişliği uyarısı
Davos’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio
Guterres, iklim değişikliği konusunda uluslararası topluma uyarıda bulunarak,
"İklim değişikliği bizden daha hızlı ilerliyor. Yarışı kaybediyoruz."
dedi.
İklim değişikliğinin zamanın belirleyici konusu olduğunun
altını çizen Antonio Guterres, "İklim değişikliği bizden daha hızlı
ilerliyor. Yarışı kaybediyoruz. Bu, insanoğlu ve gezegenimiz için trajedi
olabilir. Bu eğilimi kesinlikle tersine çevirmek gerekiyor." diye konuştu.
Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, yeni yönetimin,
vergi, devletin ekonomik alandaki ağırlığının azaltılması ve yatırım
fırsatlarının geliştirilmesine yönelik reformlar yapacağını belirterek,
Brazilya’nın dünyaya açık olduğu mesajını verdi.
Gelişmelerden kaygı duyuluyor
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Davos'taki
temaslarına ilişkin, "Türkiye'nin çok büyük bir refleks göstererek
başarılı bir şekilde yıl sonu hedeflerine ve bu politikalar noktasında ne kadar
olumlu bir netice seti, politika setiyle karşı karşıya olduğundan dolayı ciddi
bir takdir aldık." ifadesini kullandı.
Dünya ekonomisine yönelik ciddi endişelere tanıklık ettiğini
ifade eden Albayrak, "Son bir yıldaki gelişmelerden oldukça kaygı
duyuluyor." dedi.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da Davos'ta önemli temaslarda
bulundu.
Pekcan, forumda uluslararası yatırımcı firmalarla görüşme
imkanı bulduklarını, onları Türkiye'ye yatırıma davet ettiklerini belirterek,
"Bakanlık olarak ihtisas serbest bölgeleri projelerimiz var. Buralara
yabancı yatırımcıları, üniversite öğrencilerimizi ve melek yatırımcılarımızı
çekme, fikri olanla parası olanı bir araya getirme, yeni teknolojilere dört
elle sarılarak yolumuza devam etme hedefindeyiz." dedi.
WEF eşit davranmıyor
Dünyada eşitsizliğin artması Davos'ta her yıl masaya
yatırılmasına rağmen, WEF oturumlarına katılmayı “karmaşık renkli bir kast
sistemi” uygulayarak, kendi eşitsiz sistemini katılımcılara dayatması dikkati
çekiyor.
Forumda, dünyanın en zengin kişisi Bill Gates veya Almanya
Başbakanı Angela Merkel ile aynı yerde olabilirsiniz. Onlar beyaz renkli bir
giriş kartı kullandıkları için forumunda hemen hemen her yere ulaşabilirken,
gazetecilere farklı erişim düzeyleri sunan farklı giriş kartları sunuluyor.
Dolayısıyla gazeteciler her yere giremezken, zirvede tam olarak ne
konuşulduğunu da kamuoyuna aktaramıyor.
Öte yandan, zirveye, katılımcıların yaş ortalaması erkekler
için 54, kadınlar için 49 olurken, düzenlenen konferanslarda kullanılan
karmaşık kurumsal dil ise dikkati çekti.
49. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) "Küreselleşme 4:
Dördüncü Sanayi Devrimi Çağında Küresel Yapıyı Şekillendirmek" ana
temasıyla 22-25 Ocak'ta İsviçre'nin Davos kasabasında gerçekleştirildi.
ABD, Rusya, İngiltere ve Fransa gibi küresel ekonominin
etkili liderlerinin katılmadığı Davos Zirvesi geçen yıla göre sönük geçti.
Ülkenin doğusunda dünyaca ünlü kayak merkezindeki Davos Zirvesi'ne 60'tan fazla
ülke devlet başkanı ve başbakan düzeyinde temsil edildi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Brezilya Devlet Başkanı
Jair Bolsonaro, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani, Irak Cumhurbaşkanı Berhem
Salih, Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardem, Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Peru
Devlet Başkanı Paul Kagame, Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Çin Devlet Başkanı
Yardımcısı Wang Qishan ve İngiliz kraliyet tahtının ikinci sıradaki varisi
Cambridge Dükü Prens William önemli katılımcılar olarak ön plana çıktı.
ABD-Çin ticaret savaşları
Liderler, küresel ticarete yönelik en büyük sorunun,
dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı
olduğu konusunda birleşti. İki ülke arasındaki ticaret savaşında yumuşamanın
jeopolitik gerilimlerin azalmasına yol açacağı konusunda görüş birliği oluştu.
Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Borge Brende, kapanışta
yaptığı konuşmada, Dördüncü Sanayi Devriminin yol açtığı sayısız karmaşık
zorlukla mücadele için, WEF’in kamu-özel iş birliği platformu olmaya devam
edeceğini belirtti.
Brende, “En acil küresel sorunları hükümet, iş dünyası ve
sivil toplum arasında eşsiz ortaklıklar olmadan çözemeyiz.” diyerek, herkesin
güvenini kazanmak ve onurunu korumak için “birleşik küresel eylem çağrısında”
bulundu.
Sözler verildi
Bu yılki zirvede plastik atıkla mücadele, zihinsel ve ruhsal
sağlık sorunların üstesinden gelinmesi, elektronik atıkların azaltılması,
yeniden kullanılabilir ambalajların artırılması, sürdürülebilir tüketim ve
üretim ve antimikrobiyal direnç konusunda fonların ayrıldığı girişimler
açıklandı ve taahhütler verildi. Gelişmekte olan ülkelerde gençlerin
güçlendirilmesi ve yeteneklerinin geliştirilmesi, engelli insanların ekonomiye
katılımcılığının artırılması, e-ticaretin genişletilmesi, önemli altyapıların
siber ataklara karşı korunması ve çatışmaların sonlandırılması da taahhütler
arasında yer aldı.
WEF’in amacı sorgulanıyor
Dünyanın en güçlü, ünlü ve varlıklı insanların katılımıyla
her yıl yapılan Davos Zirvesi, bu yıl iş dünyasından finansa, politikadan sivil
topluma yılda 3 binden fazla dünya elitini bir araya getirdi.
WEF amacını, "dünyanın durumunu iyileştirmek"
olarak tanımlarken, bu yıl, WEF’in amacını ne kadar yerine getirdiğine dair
medya ve sivil toplum kuruluşları tarafından yöneltilen sorular ve eleştiriler
dikkati çekti.
Dünya elitlerinin Davos gibi küçük ve çetin kış şartlarının
yaşandığı bir kasabada lojistik açıdan zor şartlar altında bir araya
getirilmesi de sorgulanır hale geldi. Zirve boyunca konaklama fiyatları el
yakarken, katılımcıların pek çoğu Davos'a saatlerce uzaklıktaki dağlık bölgede
alternatifler aramak zorunda kalıyor.
Batılı ülkeler Kaşıkçı cinayetini kapattı
Suudi Arabistan, WEF’in Davos zirvesine şimdiye kadarki en
güçlü delegasyonlarından birini gönderdi. Uluslararası şirketlerle ve batılı
ülkelerle dünyayı sarsan gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrası ilişkileri
düzeltmeye çalıştı.
Suudi delegasyonu, siyasi ve iş liderleri ile kapalı kapılar
ardında toplantılar yaparak, şirketlere ve batılı siyasi liderlere ülkelerinin
ne kadar "küresel bir yatırımcı" ve "petrol zengini"
olduğunu anlattı.
Bazı batılı liderlerin, "Kaşıkçı cinayetini” bir kenara
iterek, Riyad ile ekonomik ilişkilerini yeniden normale döndürme kararı
aldıklarını açıklamaları dikkat çekti.
"Türkiye, önemli bir uluslararası aktör"
WEF yetkilileri, Türkiye’nin bu yeni dönemde çok önemli bir
rol oynadığını belirtirken, “Türkiye, önemli bir uluslararası aktör ve bölgede
güçlü bir etkiye sahip. Bu sadece hızlı büyüyen bir G-20 ekonomisi olduğu için
değil, aynı zamanda güçlü kültürel, tarihi ve siyasi köklerinin yanı sıra
Boğaziçi Köprüsü gibi Batı'yı Doğu'ya veya Doğu'yu Batı'ya bağlayan kendine
özgü konumu var.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Türkiye'nin, dinamik ve genç nüfusu, girişimci geleneği ve
teknolojik gelişime olan ilgisi ile büyük bir potansiyele sahip olduğunun altı
çizilirken, WEF’in bilim ve teknolojinin küresel kamu yararına uygulanmasını
hızlandırmak için Türkiye ile daha yakın çalışmayı hedeflediği ifade ediliyor.
Ayrıca, Davos toplantılarına Türkiye’yi temsil eden Hazine
ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın devlet başkanlarına verilen yemeğe alınması
Türkiye’ye verilen önemin diğer bir göstergesiydi.
Bakan Albayrak, zirvede yaptığı temaslardan duyduğu
memnuniyeti dile getirirken daha Türkiye'ye dönmeden piyasalarda olumlu bir
hava oluştuğunu vurguladı.
Azebaycan- Ermenistan görüşmesi
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan
Başbakanı Nikol Paşinyan, zirvede Dağlık Karabağ sorunu konusunda görüştü.
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen zirveye katılmasına
rağmen açık bir oturum veya panele katılmadı. Pedersen bazı liderlerle perde
arkasında ikili temaslarda bulunurken, Suriye konusu bu yıl Davos'ta gündemin
dışında kaldı.
Liderlerin mesajı
Her yıl çok sayıda dünya liderinin katılımı ile gerçekleşen
zirveye bu sene ABD Başkanı Donald Trump, İngiltere Başbakanı Theresa May,
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron kendi ülkelerindeki sorunlardan dolayı
zirvede yer almadı.
Özellikle ABD Başkanı Trump'ın zirveye tek bir bakan dahi
göndermemesi medyanın en çok konuştuğu konulardan biri oldu.
Japonya Başbakanı Shinzo Abe, ülkesinin G20 başkanlığında,
küresel veri yönetimi için çalışma taahhüdünde bulunurken, Almanya Başbakanı
Angela Merkel, küresel sorunlara çözüm bulmada "çok taraflılığın" ve
"uzlaşmacı" yaklaşımın önemini vurguladı.
Milli menfaatlere sıra geldiğinde, herkesin "milli
menfaati" olduğunun hatırlanmasını isteyen Merkel, "kazan-kazan"
stratejisinin uluslararası politikaya rehberlik etmesi gerektiğini vurguladı.
Merkel, "Küresel yapı, ancak uzlaşmaya hazırsak çalışabilir"
ifadesini kullandı.
Almanya'nın üç büyük zorlukla karşı karşıya kaldığına işaret
eden Merkel, bu zorlukları "sürdürülebilir enerjiye geçiş",
"dijital altyapının oluşturulması" ve "daha etkili göç
yönetimi" olarak sıraladı.
Çin Devlet Başkan Yardımcısı Vang Çişan ise uluslararası
düzenin ciddi tehdit altında olduğunu vurgulayarak, "Birçok ülkede artan
dengesizliklerle başa çıkmak için birlikte çalışmalıyız." dedi.
BM'den korkutan iklim değişliği uyarısı
Davos’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio
Guterres, iklim değişikliği konusunda uluslararası topluma uyarıda bulunarak,
"İklim değişikliği bizden daha hızlı ilerliyor. Yarışı kaybediyoruz."
dedi.
İklim değişikliğinin zamanın belirleyici konusu olduğunun
altını çizen Antonio Guterres, "İklim değişikliği bizden daha hızlı
ilerliyor. Yarışı kaybediyoruz. Bu, insanoğlu ve gezegenimiz için trajedi
olabilir. Bu eğilimi kesinlikle tersine çevirmek gerekiyor." diye konuştu.
Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, yeni yönetimin,
vergi, devletin ekonomik alandaki ağırlığının azaltılması ve yatırım
fırsatlarının geliştirilmesine yönelik reformlar yapacağını belirterek,
Brazilya’nın dünyaya açık olduğu mesajını verdi.
Gelişmelerden kaygı duyuluyor
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Davos'taki
temaslarına ilişkin, "Türkiye'nin çok büyük bir refleks göstererek
başarılı bir şekilde yıl sonu hedeflerine ve bu politikalar noktasında ne kadar
olumlu bir netice seti, politika setiyle karşı karşıya olduğundan dolayı ciddi
bir takdir aldık." ifadesini kullandı.
Dünya ekonomisine yönelik ciddi endişelere tanıklık ettiğini
ifade eden Albayrak, "Son bir yıldaki gelişmelerden oldukça kaygı
duyuluyor." dedi.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da Davos'ta önemli temaslarda
bulundu.
Pekcan, forumda uluslararası yatırımcı firmalarla görüşme
imkanı bulduklarını, onları Türkiye'ye yatırıma davet ettiklerini belirterek,
"Bakanlık olarak ihtisas serbest bölgeleri projelerimiz var. Buralara
yabancı yatırımcıları, üniversite öğrencilerimizi ve melek yatırımcılarımızı
çekme, fikri olanla parası olanı bir araya getirme, yeni teknolojilere dört
elle sarılarak yolumuza devam etme hedefindeyiz." dedi.
WEF eşit davranmıyor
Dünyada eşitsizliğin artması Davos'ta her yıl masaya
yatırılmasına rağmen, WEF oturumlarına katılmayı “karmaşık renkli bir kast
sistemi” uygulayarak, kendi eşitsiz sistemini katılımcılara dayatması dikkati
çekiyor.
Forumda, dünyanın en zengin kişisi Bill Gates veya Almanya
Başbakanı Angela Merkel ile aynı yerde olabilirsiniz. Onlar beyaz renkli bir
giriş kartı kullandıkları için forumunda hemen hemen her yere ulaşabilirken,
gazetecilere farklı erişim düzeyleri sunan farklı giriş kartları sunuluyor.
Dolayısıyla gazeteciler her yere giremezken, zirvede tam olarak ne
konuşulduğunu da kamuoyuna aktaramıyor.
Öte yandan, zirveye, katılımcıların yaş ortalaması erkekler
için 54, kadınlar için 49 olurken, düzenlenen konferanslarda kullanılan
karmaşık kurumsal dil ise dikkati çekti.